Anasayfa

Sayın Vatandaşlarımız,

Çeşme doğası korunmuş, denizi, kumu, güneşi, rüzgarı ve kaplıcaları olan, dünya markası olacak beldelerimizden biri olmasına rağmen bu güne kadar hakettiği noktaya varamamıştır.

Sağolsun sayın belediye başkanımız, geleceği görerek „Dünya Çeşme’yi konuşuyor“ sloganlı panolarla her tarafı donatarak ortaya bir vizyon koydu.

Gerçi şu an kimsenin Çeşme’yi konuştuğu yoktur. Avrupa’da Çeşme’yi kimse tanımaz. Zaten aksi olsaydı Çeşme turistlerle dolar taşardı.

Sanırım sayın başkan da bu işlerin pano asmakla veya Newyork Times’in Çeşme’yi dünyada görülecek on yer listesine almakla, bunu da belediyenin veya kaymakamlığın internet sayfasında övünç vesilesi yapmakla olmayacağını herhalde biliyordur.

Belki de onun için daha Çeşme için yapacak çok işimiz var diyor.

Evet, Çeşme için yapacak çok işimiz var...

Çeşme Turistik Otelciler Birliği (ÇEŞTOB) „Çeşme için bir fikrin varsa söyle“ adlı güzel bir proje başlattı. Hepsi birbirinden güzel ve doğru ve de bir kısmı bilinen, çok basit olmasına rağmen bir türlü bu güne kadar hayata geçirilemeyen düşünçeler.

Projeler güzel, basit, un var, şeker var, su var, ama helva yapıp yiyemiyoruz.

Acaba bu proje eksikliğinden mi? Yoksa sebepleri başka yerlerde mi yatıyor?

Çeşme şu an sahipsiz ve kuralsızlık algısı, otopark sorunu, ulaşım yetersizliği olan, yaya yollarının masa ve sandalyelerle kapatıldığı, plajları kirli, gazetelere „Çeşme, dağ başımı?“ „Çeşme çoktan dağ başı olmuş, kimsenin haberi yok.“ gibi olumsuz manşetlerle yansıyan bir ilçe... 

Helva yapamamızın sebepleri:

  • demokrasiyi özümleyememek,
  • dinamik, güzel sanatların önemini kavramış, akılcı çözümler üreten, yaratıcı yöneticilerin eksikliği,
  • mentalite, zihniyet sorunu olabilir mi? 

İşte bu sayfanın amacı konuya farklı bakarak, bunları irdeleyerek, hata yapanların hatalarının ve sorumluluklarının gözler önüne serilmesi ki, başkalarına ders olsun hata yapmaktan sorumsuzluktan kaçınsınlar.

Bu hem demokrasinin, hem de Çeşme’mizin doğal güzelliklerinin korunması ve de Çeşme’nin marka olarak, hak ettiği yeri alabilmesinin gereğidir.

Hayırlı olması dileğiyle, saygılarımı sunarım.

TÜRK-HAK adına Mustafa Hafızoğullari